Simeranyada denemeler serisine Kitap Okuma Üzerine başlığı ile başlamıştık. Bu ikinci deneme daha kapsamlı bir mesele olan düşünme üzerine olacak. Bir deneme yazarı olarak Simeranyada üzerinde de deneme yazılarıma devam ediyor olacağım.
İstemli istemsiz, her koşulda her ortamda gerçekleştirdiğimiz yaşam biçimimizi de ortaya koyan yegane davranış biçimi olarak düşünmek; zihinde bir şeyi canlandırmak, elde edilen bilgilere zihni faaliyet uygulayarak düşünce meydana getirmek, fikretmek anlamındadır. Kelime Türkçe kökenlidir.
Biz burada tanımdan yola çıkarak “elde edilen bilgiler” kısmına bir bakacağız. Düşünme eylemi herkes için aynı şeyi ifade etmektedir fakat herkeste farklı sonuç vermektedir. Hepimiz bir tablo üzerine düşünebiliriz ama kaçımız tablo üzerinde iyi çıkarımlar yapacak bir sonuca ulaşırız? Yalnızca resme ilgisi olanlar farklı bakış açıları ortaya koyabilecektir. Burada düşünme eylemindeki sonuç farklılıkları bilgi ile alakalıdır. Resim üzerinde bilgi noksanlığı olan kişi, tablo üzerine düşündüğünde ortaya mantıklı birkaç kelam çıkmayacaktır. Resme ilgili biri için ise bu düşünme eylemi son derece derin olabileceği gibi harika çıkarımlarla da sonuçlanabilmektedir.
Buraya kadar çok temel şeyler söylemiş olabiliriz, gelin yukarıdaki meseleye bir de ressam açısından bakalım. Ressam da konuya ne kadar hakim olur, ne kadar bilgiye sahip olursa ayrıca bilgiyi işlemeyi ne kadar iyi bilirse düşünmeye değer o kadar öge bırakmış olacaktır. Örneğin Gustav Klimt’in “Öpücük” tablosu yoruma son derece açık bir tablodur, nitekim fazlaca yorumu da bulunmaktadır. Üzerine yapılmış akademik çalışmalar dahi vardır. Esasen tablo bir kadınla adamın öpüşmesinden ibarettir fakat Gustav Klimt, bunu işlerken erkeğin ve kadının giysilerini bile özenle çizmiştir. Yalnızca bu kıyafetler üzerinden bile çok sayıda yorum yapılabilmiştir. Yani düşünme üzerine baktığımızda aktarımda da öne çıkan bilgidir, anlamlandırmada da öne çıkan bilgidir.
Bir sanatçı eser verirken, bilgisi ölçüsünde yoruma açık bir eser üretecektir. Gustav Klimt örneğindeki gibi kıyafete bile anlam yükleyecektir. Bilgisiz bir ressam, sokağa çıktığımızda her 4 çiftten 1’inde görebileceğimiz kıyafetlerle çizerken, Klimt’in resminde tamamen sembolik bir kıyafet çizimi görmemizin sebebi bilgidir. Klimt, resimle bir şeyler anlatma donanımına sahiptir. Resmi yorumlamak da yine resme ilgisi olanlar için mümkündür. En etkileyici yorumları resim sanatına dair en çok donanıma sahip olanların yapacağını da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Tecrübenin de bu konuda bir yeri olmalı elbette. Aynı örnek üzerinden gidecek olursak onlarca resim çizmiş bir ressamın, ilk resmini çizmiş bir ressama göre farkı olacaktır. Benzer şekilde onlarca resim üzerine düşünmüş, yüzlerce tablo görmüş biriyle, ilk kez resim yorumlama girişiminde bulunan biri arasında da fark olacaktır. Resimde hangi noktalara dikkat edileceği, ilk olarak hangi noktaların dikkat çekeceğine tecrübeli olan rahatça yanıt verebilir.
Düşünme üzerine söylediklerimizden yola çıkarak, temelinin bilgiye dayandığını söyleyebiliriz. Yalnız dikkat edelim doğru bilgiye değil, yalnızca bilgiye dayanıyor çünkü yanlış bilgi de yoruma açıktır. Yanlış bilgiyi de aynı doğru bilgide olduğu gibi işleyebilir, anlamlandırabilir üzerine uzun uzun düşünebiliriz. Fikir tartışmalarının da bir yönü bu noktadan kaynaklanmaktadır zaten. Esas önemli nokta ise düşünme eyleminin bizde var olan her bilgiyi kullanıyor olmasıdır. Öğrendiklerimiz, yaşadıklarımız bize düşünmede yol göstermektedir. Herhangi bir meselede ortaya düşüncemizi koyarken, bu düşüncenin hangi bilgilere, hangi tecrüblere dayandığını net olarak bilemeyiz. Düşünce dünyamız yaşananlarla, öğrenilenlerle içten içe şekillenmektedir. Zihnimiz her bilgiyi, her olayı kaydederek bize bir şeyler verir. Yeri geldiğinde bu bilgileri yahut tecrübeleri öne çıkarmadan düşünceyi ortaya çıkarıveririz. Demem o ki 4 yıl önce okuduğuz, şimdi ise aklınızda olmayan o kitap aslında sizin düşüncelerinizi şekillendirmede rol oynadı, hâlâ da oynuyor. Bizdeki altyapı, biz unutsak da işlemeye düşünce dünyamıza yön vermeye devam ediyor. Bu yüzden yaşadıklarımız, okuduklarımız, öğrendiklerimiz, gördüklerimiz fikir dünyamızı gelecekte bunu unutsak bile şekillendirmektedir.
Denemeler 2’de Düşünme Üzerine, düşünmenin temeline, bilgiyle tecrübenin düşüncedeki önemine şöyle bir baktık. Bir sonraki denemede görüşmek üzere.