Edebiyat ve patates turtası mı? Normal şartlarda bu iki farklı ve birbirinden alakasız olan kavramları filmde bir arada görüyoruz. Hem de gayet anlamlı bi şekilde. Aklınız patates turtasında kaldıysa tarif için yazıyı sonuna dek okumalısınız. Şimdi kısaca Edebiyat ve Patates Turtası Derneği filminin konusuna değinelim.
Edebiyat ve Patates Turtası Derneği Konusu
2. Dünya Savaşı sırasında Guernsey’de kurulan bir kitap kulübüdür kendileri. Kulübün üyelerinden olan Dawsey dönemin yazarlarından Juliet’e mektup yazar ve kulüplerinden, onun kitabını nasıl okuduğundan bahseder. Mektup Juliet’in ilgisini çeker Dawsey ve arkadaşlarının kulübünü ziyaret etmek için Guernsey’e gider.
Olayların tam da burada başladığını söyleyebiliriz aslında. Yazarlık kariyerinde güzel bir yerde olan Juliet, bir süredir yazmakla ilgili problemler yaşamaktadır. Bu dernek ve üyeleri onun yeni ilhamı olur. Onlar hakkında yazmak, hayatlarını The Times ile dünyaya duyurmak ister. Bazı istenmeyen durumlardan ötürü kulüp üyeleri onun bu fikrine şiddetle karşı çıkmaktadır. Fakat bir yazarı fikirlerinden geri çevirmek o kadar kolay değil elbette.
Edebiyat ve Patates Turtası Derneği Yorumu / İnceleme
Film hakkında bu kadar bilgiden sonra birkaç kötü kısma değinmem gerektiğini düşünüyorum. Bu kısmın film hakkında detaylı bilgi içerdiğini söylemek istiyorum. Eğer olumsuz yorumlar sizi çok etkiliyorsa, burayı es geçebilirsiniz. Juliet’in kulübü ziyaretinden önce sevgilisinden evlilik teklifi alıp kulüp ziyaretinde Dawsey’den etkilenip yakınlaşması kesinlikle romantik bir aşk hikâyesinden ziyade tatsız bir ihanet gibi geldi bana. Böyle şeyleri güzellemek ve romantikmiş gibi lanse etmek ne kadar doğru tartışılır. Bir diğer eleştirim ise filmin karakterlerinden Elizabeth’in (üstte çok değinmiş olmasam da filmde yeri epey büyük onun) düşman askerle olan ilişkisi. Böyle şeyler de gerçekten romantik değil, mantık dışı geliyor. Sonrasında çocuğu olduğu hâlde gereksiz fedakârlıklar yaparak kendi hayatını yok sayması kahramanlık değil, göz göre göre kendini ateşte atmaktır.

En beğendiğim ve imrendiğim kısımlardan birisi ise Sidney gibi bir karakterin, dostun varlığı. Herkesin hayatında olması gereken ama aynı zamanda herkesin hasretini çektiği o dostluk tam olarak Sidney. Bir başka kısım da kulübün cuma gecesi yaptığı kitap toplantıları ve hararetli bir şekilde kitaplar, yazarlar üzerine konuşmaları. İnsan özeniyor doğrusu. İyi yanları hakkında az şey yazdığıma bakmayın. Çok iyi olduğunu düşündüğüm için bilgi vermek istemiyorum izleyecek olursanız önden merakınızı gidermek istemem.
Edebiyat ve Patates Turtası İzlenir mi?
En mühim kısma geldik bu film izlenir mi, izlenmez mi? Şöyle bi düşünüyorum artılarını eksilerini zihnimde tartıyorum sanırım her şeye rağmen kitap kulübündeki o güzel toplantı için dahi izlenir. Ama beklentinizi çok yükseklerde tutmadan kendinizi filmin akışına bırakmanız tavsiyemdir. Sadece böyle sağlam bir senaryodan daha etkileyici bir akış beklerdim.
Yazının başında dile getirdiğimiz ve bence duyunca hepimizin bi merak ettiği patates turtasının tam tarifi: un yok, tereyağı yok, sadece patates ve patates kabuğu. Şimdiden afiyet olsun ve keyifli seyirler.
- 1000Kitap uygulamasını kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız mutlaka bizi takip etmelisiniz.
- Simeranyada adresinde biz sürekli bunları konuşuyoruz, ben daha önce Martin Eden Film İncelemesi de yazmıştım, göz atabilirsiniz.
Tabii son olarak Simeranyada usulü Edebiyat ve Patates Turtası Derneği filminin değerlendirmesiyle yorumumu sonlandırıyorum.