Simeranyada oluşumunun kategorileri edebiyat, sanat üzerine olacaktı. Başlarken bu niyetle başlamıştım fakat bu niyetin temelinde de davamız uğruna bir şeyler yapma gayesi vardı. Şimdilerde Simeranyada’yı tekrar aktif hâle getirirken davamızın temeli uğruna da bir dava kategorisi açmayı mecburi olarak görüyorum. Vatanını, milletini, dinini yüceltme gayesi ile hareket eden gençler olarak bugünlerde elbette davamız Filistin. Kendisine saygısı olan her insan gibi böyle bir vahşetin, soykırımın karşısında neler yapabileceğimize bakacağız. Ben ilk olarak boykot meselesine eğilmek istiyorum çünkü çok farklı şekillerde anlaşılıyor bu mesele.
Boykot Nedir, Ne İşe Yarar?
Boykot, her şeyden önce yapabildiğimizdir. Eğer bir anne, minicik yavrusunun cansız bedeni kucağında feryat ederken katlediliyorsa, her vicdan sahibi “bir şey” yapmak ister. Binlerce çocuğun katledildiği bir ortamda hareketsiz, sessiz kalmak insanca bir davranış değildir. Bunun için boykot, ilk olarak bizim yapabildiğimizdir. Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem anlayışına sahip bir millet olarak en çok da biz “bir şey yapma” hevesindeyiz. Olmalıyız da. Yani boykot; zulmü, soykırımı yapana cevaptır, tepkidir. Vicdanen “bir şey yapma” arzusunda olanlar için ise olayların ağırlığını bir nebze olsun hafifletmeye yaramaktadır.
Peki boykot gerçekten ne işe yarar? İsrail, dünyanın önde gelen ihracatçılarından birisidir. Yaptığı ihracatın %25’ini ABD’ye, %24’ünü Avrupa Birliğine yapmaktadır. İsrail ekonomisinin dayandığı en önemli etken de ihracattır. İhracat, ekonominin %30’unu oluşturmaktadır. Çok verimli veya yeraltı kaynakları açısından çok zengin bir ülke de olmadığı için İsrail, dışa bağımlı bir ülkedir. Temel ihtiyaç ürünlerinin pek çoğunu ithal eden ülke, ihracatta yalnızca katma değerli ürünlerin ihracatını yapmaktadır. Bunun yanı sıra ülke, en büyük dış ticaret ortağı olan ABD’den düzenli olarak maddi yardım almaktadır.
İsrail, 1948 yılından bu yana ABD’den 300 milyar dolar gibi ciddi bir maddi yardım aldı. Bu yardımın 40 milyar dolardan fazlası ise yalnızca 7 Ekim 2023’ten bu yana yapıldı. Şunu demeye çalışıyorum; İsrail için bu soykırımın maddi karşılığı çok fazla. Tek başına bu maddiyatı sağlayamıyor, bunu ABD’den aldığı askeri ve maddi yardımlarla sürdürebilmekte. Bu durumda da ortaya açıkça bu soykırım girişiminin paraya ihtiyacı olduğu çıkıyor. İsrail ekonomisine, ABD ekonomisine katkı sağlayan markalar doğrudan yada dolaylı olarak soykırım girişimini finanse ediyor. Buraya kadar her şeyi tane tane, net bir şekilde ifade ettim. Netice itibarıyla, yapılan bu zulümde tamamen dolaylı bile olsa parmağımızın olması, zulme ortak olmak gibidir. Boykot gereklidir, işe yarar bir şeydir, ekonomik olarak sürekli ABD’nin yardımlarına muhtaç olan İsrail için istenmeyen bir durumdur.

Nasıl Boykot Edelim?
Küçüklüğümden bu yana zaman zaman İsrail boykotunun gündeme geldiğini görürüm. 5-6 Yaşlarından bile hatırladığım Gazze mitingleri, İsrail boykotları var. Bu nedenle boykot, her zaman hayatımızın bir yerlerinde oldu. Zaman zaman bunu dikkatle yaparken, zaman zaman unutup, belki umursamayıp boykotu dikkate almadığımız da oldu. Fakat 7 ekimden sonra yaşananların boyutu öylesine büyüdü ki zamanında göstermediğimiz duruşun aslında ne kadar gerekli ve önemli olduğunu bize gösterdi. Şimdi ise boykotu, doğru bir şekilde hayatımıza kalıcı olarak sokmamızın gerektiğini çok iyi anladık. Hazırlanan boykot listeleri, boykot kontrolü yapan uygulamalar vesaire derken boykotun kullanılabilirliği de kolaylaştı. Özetle seçili markalardan uzak durarak paramızı bu markalara harcamayarak boykot edebiliriz. Bunu sesli bir şekilde yapıyor olmamız da son derece önemli.
Boykot.co sitesinde markaları aratarak neden boykot ettiğinizi de öğrenebiliyorsunuz. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Yok eğer gerçek manada kalıcı bir boykot istiyorsak izlememiz gereken yol biraz daha zor. Hayatımızda zaten olmaması gereken ürünler için alternatif aramayarak boykotu hayatımıza tam manasıyla yerleştirebiliriz. Örneğin Coca Cola veya Pepsi yerine yerli kolalar tüketerek değil, kola tüketmeyi bırakarak kalıcı bir şey yapabiliriz. Gerçekten “bir şeyler yapmak” istiyorsak mücadeleden kaçmamalıyız. Evde kola yapmaya, tadı Coca Cola’ya en çok benzeyen yerli kola markasını bulmaya çalışmamalıyız. Bunu içmeyi reddediyorum diyebilmeliyiz. 7 Ekimden önce boykot şampuanları kullanan biri olarak o zamandan beri yerli bir sürü şampuan denedim ama olmadı, saçıma hiçbiri iyi gelmedi. Saçım kepeklendi, yağlandı şu sıralar da önceden olmadığı kadar dökülmeye başladı, şampuanı komple bıraktım Hanımağa Akdeniz diye bi banyo sabununu deniyorum şu sıralar. Kalitesiz ürünler var diye bazı noktalarda boykotu esnetmek hakkına sahip olmadığımızı düşünüyorum. Bazı şeylerin kalitesiz olmasına katlanmak zor değil, Filistinlilerin yaşadıkları yanında bu yapacağımız şey çok çok küçük bir şey olacak.
Boykotla Millileşmek
Boykotu tamamen kalıcı bir şekilde hayatımıza sokmanın en iyi yolu ise yalnızca yerli olanı tercih etmektir. Örneğin Çamlıca Gazoz, Japon markası DYDO Gıda’nın, yani boykot ürünü değil. Fakat biz bu boykotu fırsat bilerek tamamen millileşme hareketine yönelebiliriz. Aldığımız üründe Made in Türkiye, Menşe Ülke Türkiye, Türk Malı gibi ibareleri görmediğimizde o ürünü bırakabilmeliyiz. Bazı şeylerin eksik kalmasına göz yummalıyız.

Neler Boykot Edilemez?
Bilgisayarınızdaki işletim sistemi boykot edilemez örneğin. Bunu boykot etmeye kalktığımda bu yazıyı yazamayacaksam, işimi yapamayacaksam o zaman onu boykot edemem. Fakat burada boykot yok diye yine işin ucunu koyvermemek gerekiyor. Nasıl olsa bilgisayarın çoğu parçasını onlar üretiyor deyip, yine onlara ait bir markadan almaktansa yerliyi kullanmak gerekiyor. Parçaları dışarıdan alınmış olsa da yerli ürün kullanmak evladır. Bilgisayar için ben Casper’dan başka marka kullanmıyorum mesela, işlemcisi intel core da olsa en azından Casper yerli bir marka. Diğer teknolojik aletlerde de durum aynı, Casper’ın telefonları bilgisayarları kadar iyi değil bunu kabul ediyorum. Burada da ABD şirketi Apple’ı değil de Samsung’u tercih etmek daha doğru olacaktır.
Boykotu Yanlış Anlamamak
Bazılarının boykotu çok yanlış anladığını düşünüyorum. Öyle ki birilerinin Filistin inşallah özgür olduğunda, artık boykot yok diyerek bunu Sıtarbaksta filan kutlayacağından korkuyorum. Şimdinin, anın meselesi değil boykot, bundan sonra tümüyle hayatımızın bir parçası olmalı. Boykot ürünlerinin kalitesini, tadını aramaya bunu yakalamaya çalışmamalıyız. Canı cehenneme kalitesinin de tadının da deyip bunlardan yüzçevirmeliyiz. Birilerinin veya kendimizin keyfi kaçmasın diye zorunlu olmayan hiçbir noktada boykotu esnetme hakkına sahip değiliz.
Simeranyada Dava kategorisinde siz de eksik gördüğünüz konular üzerine yazabilirsiniz!