Küçük Hanım serisi 9 ile Simeranyada; düşündürmeye, duygulandırmaya devam ediyor. Küçük Hanım 8‘i kaçırdıysanız önce onu okumanızı tavsiye ederim.
Küçük Hanım -0.9-
İlmek izlerinin hülasaları satır aralarında cirit atıyor küçük hanım. Benzerliklerimizden yola çıkarak farklılıklarımızda düğümleniyor ardından eşikten geçerek kırılıyoruz. Eşik ve sonrası yazılıyor bu yüzden deftere… Parmak uçlarımızdaki yaralar isim değiştiriyor, yeniden yeniden kanamaya hazır hâle gelirken. Açılan yaranın sebepleri kürkçü dükkanı misali aynılıkta kılık değiştiriyor.
*Telaşsız hatırla, koşturmadan. Geçmişi hatırlar gibi şimdiyi hatırla, ağırdan alarak, soluklanıp bakınarak etrafa, olmuşlar kadar olmamışları, pekâlâ olabilecekken her nasılsa sekenleri, ya olsaydılar’ı, belki de olmuşları, olmuşken gözümüzden kaçanları, görmezden geldiklerimizi, hiç olmadılar’ı, hiç mi olmadılar’ı, hani olmayacaktı’yı es geçmeden, atladıklarımızı, çatladıklarımızı, düşmüş satırları, silinmiş paragrafları, olmayacak olmayacak şeyleri, ezgilerini hatırla, cemi cümlesinin, hepsini hatırla, önlerinden artlarından dolaşarak, akışa kapılmamanın akışını hatırla, kendi akışında hatırla, ritim sensin, unutma, dolarak dolanarak hatırla – olarak, oldurarak…
Lacivert örtüsünü düzeltti, birkaç saniye buharı tüten kahvesine baktıktan sonra şunları yazmaya başladı;
İlmekleri eksik bağlar, çarpıcı laflar ve çamaşır suyu… Başa dönüşün ilk ipi, şairin o şiirinin sahiden de o mısrası, arkası hissedilmeyen cümlelerin dipnotları ve tezatlık küçük hanım. Kocaman sepetime bunları ekliyor, tren raylarına biraz yüksekten bakarak ” Sayın yolcularımız, sarı emniyet çizgisinin gerisinde bekleyiniz!” ikazına tamam dercesine kafa sallıyorum. geçmeye niyetim yok, kolumda koca sepetim… Koca sepetim küçük hanım…
** who are you when you’re on your own?
who are you with nowhere to go?
who are you when you’re haunted by the ruin?
Yolların, yapboz parçasının, kentin eflatunlarının, satranç tahtasının üzerine koca bir düğüm atmak gerek küçük hanım. Yalnız o zaman deltanın değişmeyeceğini anlayacağız. Kitap aralarında kurutma hayali kurduğumuz çiçekler önce köpük köpük olup ardından çıkan rüzgarla kaybolacak. Denklerimiz de rüzgarın çıkış nedenine göre çoğalacak, içler dışlar çarpımı derken…
çıkan rüzgar, değişmeyen delta ve denklemler küçük hanım. köpüksü…
*** Bunca söze rağmen sözcüklerin yetersiz olduğu yerler vardır. Yaklaştıkça mesafe artar. Yürüdükçe uzaklaşılır.
- behçet çelik, turuncunun kıvamı
** mehro, who are you
*** ayşegül genç, kalbin arka odası
kasım on, yirmi dört.
Bir sonraki Küçük Hanım serisi 9 sona erdi. Bir sonraki Küçük Hanım’a dek Simeranyada diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz. Instagram üzerinden bizi takip etmeyi unutmayın!