Birçoğumuzun hayalidir, yıldızlara uzanmak.
Açık bir gecede gökyüzüne bakarken o parlayan küçük noktalar, sanki elimizi uzatsak tutabilecekmişiz gibi gelir. Eminim herkes, yaşı kaç olursa olsun, bir kez olsun elini gökyüzüne uzatıp yıldızları yakalamayı denemiştir — tutamayacağını bile bile.
Ama belki de yıldızlara dokunmak değil, yalnızca onlara uzanmak yeterlidir. Çünkü her hayalin gerçekleşmesi gerekmez.
Bazen sadece hayal etmek bile insana nefes aldırır.
Ulaşılmazı istemek, ulaşabildiğinle yetinmeyi öğrenmektir belki de.
Gökyüzündeki her yıldız, bir hayalimize denk geliyor olabilir.
Gerçekleşen her hayal, kayan bir yıldızdır belki.
Uzanmak istediğimiz yıldızlar, dokunamadığımız arzularımız, eksik kalmış rüyalarımız olabilir.
Ama mesele, zorluklara rağmen gökyüzüne bakmaktan vazgeçmemektir.
Yıldızlara ulaşma çabası, bazen bir yaşam amacına dönüşür. Ve bu bile başlı başına yaşamaya değer bir sebeptir.
Belki de herkesin bir yıldızı olmalı.
Fiziksel olarak bizim olmasa da, umutlarımızı, hayallerimizi, geleceğe dair inançlarımızı yükleyebileceğimiz bir yıldız…
Ve biz hayal ettikçe, çabaladıkça, o yıldız daha çok parlayacaktır.
Onun ışığı bize yol gösterecek; tutma isteğimiz, hep daha iyisine ulaşmamız için itici bir güç olacaktır.
Elbette her zaman gökyüzü açık olmaz.
Bazen bulutlar sarar etrafı.
Zifiri bir karanlıkta, önümüzü bile göremeden yürümek zorunda kalırız.
Ama biliriz: Yıldızlar hâlâ oradadır.
Görmememiz, onların yok olduğu anlamına gelmez.
Bize düşen, varlıklarına inanmaya devam etmektir.
Tekrar görebileceğimiz güne kadar yürümek…
Umudu yitirmemek…
Kim bilir, kuyunun dibindeki bir kurbağa bile, kendi küçük dünyasında yıldızlara ulaşmanın hayaliyle yaşıyordur.
Belki de onun için yıldızlardan başka bir şey yoktur.
Ve belki de onu yaşatan tek şey, o hayaldir.
Denemeler serimizin diğer deneme eserlerini okumak için kategorimize göz atabilir, dilerseniz siz de deneme yazılarınızı bize gönderebilirsiniz. Zorluklardan yıldızlara denemesi hakkında düşüncelerinizi yoruma bekliyoruz.