Simeranyada edebiyatın, sanatın olduğu her konuda fikir alışverişinin olduğu bir yerdir. Müzik ve şiir de buna dahil olduğu için kategorilerimiz arasında bunlar da yer almakta. Her iki kategoride de yer alacak olan bu konuda, Ömer Hayyam’ın şiiri olan iki dörtlüğü ele alacağım. Bu dörtlüklere bir başlık veya bu şiire bir isim koymak gerekirse, bu Al Cenneti Çal Başına olacaktır. Fakat bildiğiniz üzere Hayyam’ın rubailerinde başlık veya şiir ismi, rubai ismi gibi detaylar yoktur. KUAN ise bu tür eserleri müziğe dönüştürme konusunda son derece başarılı.
Ömer Hayyam; tıp, şiir, astronomi, tasavvuf, matematik alanlarında ciddi çalışmalar yapmış önemli bir şahsiyettir. Tasavvuf anlayışı sebebiyle döneminde de hâlen de yanlış anlaşılan bir isimdir. Çünkü kullandığı terimlerle, üslubuyla, mizacıyla buna izin vermektedir. KUAN ise başta Ömer Hayyam olmak üzere bazı önemli şahsiyetlerin kıymetli eserlerini müziğe dönüştüren az bilinen harika bir gruptur.
Al Cenneti Çal Başına adlı eserin manası üzerinde bir çözümleme yapacağım. Tasavvufa olan ilgim, Ömer Hayyam’a olan sevgim bu çözümlemede isabet oranını artıracaktır. En azından ben öyle umuyorum.
Ömer Hayyam, KUAN Al Cenneti Çal Başına
Eseri okumanız için buraya da yazacağım. Dinlemek için de KUAN’dan müziği buraya ekleyeceğim. Önce anlam vererek okuma yapmanız veya dinlemeniz konuyu daha bütün bir şekilde ele almak için faydalı olacaktır.
Bir yanda gül renkli şarap şirin sevgili
Öte yanda iki yüzlü dincilerin zilleti
Çoğu cehennemlikmiş dünyada aşıkların
Desene kimsenin göreceği yok cenneti
Bilmem kimim neyim benden ne kalır yarına
Cennet mi düşer yoksa cehennem mi payıma
Sevgili şarap müzik yeter bana
Gerisi senin olsun al cenneti çal başına
Al Cenneti Çal Başına Çözümleme İlk Dörtlük
Tasavvuf anlayışında şarap, sevgili gibi vurguların aşkı, Allah’ı temsil ettiğini biliriz. Ayrı bir tartışma konusu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Fakat şimdi konu dışına çıkmayacağız.
İlk iki dizeyi bir bütün halinde ele almalıyız. “Bir yanda gül renkli şarap, şirin sevgili; öte yanda ikiyüzlü dincilerin zilleti.” Burada ilk bahsi geçen grup tasavvuf ehli, aşk ehlidir. Konunun şarapla, kadınla alakası yoktur. Bu yalnızca Ömer Hayyam’ın bir tekniğidir. Bahsi geçen ikinci grup ise müslümanlık iddiasında olanlardır. İddia diyorum çünkü tasavvuf ehlini kafir olarak görenlerdir. Ömer Hayyam da kendi döneminde kafir yaftasına maruz kalmıştır. İslamda, bir tek bizim yolumuz doğru diğer herkes kafirdir gibi bir tutum tümüyle yanlıştır. İslam, insanları kafir diye kategorize etme dini değil, kafirlikten kaçınma dinidir.
Üçüncü dize ile dördüncü dizeyi de bir arada ele almalıyız. “Çoğu cehennemlikmiş dünyada aşıkların; desene kimsenin göreceği yok cenneti.” Burada da yukarıda bahsettiğimiz tasavvuf ehlinin kafirlikle suçlanmasına vurgu yapılmıştır. Tasavvuf ehli aşıktır, her şeyi aşkla görmekte, yalnız Allah’a yönelmektedir. Fakat Hayyam’ın deyimiyle ikiyüzlü dincilere göre tasavvuf yolu, cehennemlik olma yoludur. Hayyam’ın bu tutuma yönelik eleştirisi ise dörtlüğün son satırındadır. Hayyam, “tasavvuf ehli cehenneme gidecekse, kimse cennete giremez” demektedir. Çünkü tasavvuf, şeriattan aykırı bir şey değildir. Dini bütünüyle yaşamak, Allah aşkı için yanıp tutuşmaktır.
Al Cenneti Çal Başına Çözümleme İkinci Dörtlük
İkinci dörtlüğün ilk iki dizesini de yine birlikte ele alalım. “Bilmem kimim neyim benden ne kalır yarına; cennet mi düşer yoksa cehennem mi payıma.” Burada Hayyam, kendisini biraz geri çekmektedir. Sözde müslümanlar, tasavvuf ehlini kafirlikle, cehennem ehli olmakla suçlarken, “biz bilmeyiz cennetlik miyiz cehennemlik miyiz” demektedir. Cennete, cehenneme gideceklere karar verici biz değiliz demekle de karşı tarafı eleştirmektedir.
Son dizelerde ise Hayyam’ın sert mizacını görmekteyiz. “Sevgili, şarap, müzik yeter bana; gerisi senin olsun al cenneti çal başına.” Sevgili Allah’ı, şarap aşkı, müzik ise zikri temsil etmektedir. Hayyam, kafirlikle suçlayanların riyakar olduğunu bildiğinden, temsilen dünyada haram olan şarap gibi betimlemeleri kullanmıştır. “Gerisi senin olsun al cenneti çal başına” kısmında ise iddia sahibi olmadığını vurgulamaktadır. Yani, “Allah sevgisinden yoksun yalnızca cenneti amaçlayan bir İslam düşünüyorlarsa, alsınlar başlarına çalsınlar cenneti” demektedir. Buradaki söylemin Ömer öfkesinde olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü bu söylem de yine kafir yaftalaması ile sonuçlanacaktır. Fakat aynı şeyi Yunus Emre de farklı bir dille ifade etmiştir. “Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri; İsteyene ver sen onu bana seni gerek seni.” ifadeleri Ömer Hayyam’ın bu ifadeleri ile aynı manadadır. İslamda amacın cennete değil, Allah’a varmak olduğu vurgulanmaktadır. Burada cennet hor veya hakir görülmemektedir. Yalnızca Allah sevgisinin Ömer Hayyam gibi Yunus Emre gibi şahsiyetlerde hangi noktaya vardığı görülmektedir.
KUAN’ın son derece başarılı bir şekilde müziğe dönüştürdüğü bu eser, Ömer Hayyam’ın tasavvuf ehli yönünü de ortaya koymaktadır. Al Cenneti Çal Başına adlı eser ilk bakışta yanlış anlaşılmaya müsaittir. Fakat Ömer Hayyam, insanlar tarafından doğru anlaşılmak gibi bir gayeye de sahip değildir zaten. Dolayısıyla Ömer Hayyam’ı yargılamadan, riyakar olmadan, ikiyüzlü olmadan, din taciri olmadan tasavvufi bir bakışla eserlerine bakmak son derece önemlidir.
Ömer Hayyam’ın rubaileri için ayrı, müzik için ayrı bir değerlendirme yapmayacağım. Çünkü 10 üzerinden ikisi için de kıracağım bir puan yok 🙂 Değerlendirmeyle birlikte sosyal medya hesaplarımızı hemen buraya bırakıyorum.
Sosyal Medya Hesaplarımız
Ayrıca William Adolphe Bouguereau Masumiyet Tablosu Yorumu içeriğimizi okumak için şimdi bağlantıyı izleyebilirsiniz.